top of page
Ara
  • Yazarın fotoğrafısierradanismanlik

Türkiye’deki Beyaz Yaka Çalışanlarının Davranış Profili

10 seneye yayılan bir süre içerisinde İstanbul ağırlıklı olmak üzere, sanayinin yoğunlukta olduğu şehirlerde 2000’in üzerinde orta ve büyük ölçekli Türk şirketleri ve uluslararası firmalarda 5 ila 25 yıl arasında deneyime sahip orta ve üst kademelerde farklı pozisyonlarda çalışanlar ile yaptığımız Belbin Davranış Envanteri sonuçlarını sizler için derledik.


Bu sonuçlara göre kişilerin en çok sergilediği davranışlar  MÜKEMMELİYETÇİ, UYGULAMACI ve ANALİTİK olarak belirlenmiş. En az sergilenen davranışlar ise MUCİT, GİRİŞKEN VE TAKIM OYUNCUSU olarak  belirlenmiş.


Screen Shot 2019-12-19 at 15.06.27

Peki bu sonuçlar ne anlama geliyor ?


Sınırları belirli, iyi yapılandırılmış ortamlarda net hedeflerle çalışmaktan hoşlanıyoruz. Bu tarz ortamlarda en yüksek verimliliği elde ediyoruz. Aynı zamanda harekete geçmeden önce etraflıca analizler yapmak isteyen, sorgulayıcı ve eleştirel bir bakış açısına da sahibiz. Ancak değişime ve yeniliğe açık olan MUCİT ve GİRİŞKEN rollerinin en arkada olması bir yön değişikliğinin gerektiği veya farklı yöntemlerin denenmesi gereken durumlarda esneklik göstermekte zorlanacağımıza işaret etmektedir. En çok sistematik yaklaşımımız ve detaylara verdiğimiz önem ile fark yaratacağımız ve Türkiye’de genellikle hızlı sonuç almaya yönelik hareket odaklı bir yaklaşımın hakim olduğu gözlemlenmiş. 


Bunun yanı sıra, kişilerin genellikle yeni girişimleri başlatmak konusunda çekimser bir yaklaşımlarının olduğu ve daha ziyade somut verilerle, risk almaktan kaçınacak, deneyim sahibi olduğu konularda, emin adımlarla ilerlemek isteyecek bir yapıda olduğu gözlemlenmiş.


Beraber çalıştığı kişilerle sosyal ortamlarda bir araya gelmekten hoşlanan, ancak yaptığı iş söz konusu olduğunda daha çok kendi iş alanına odaklanmak isteyecek, başkalarının kendi alanına girmesine çok fazla izin vermek istemeyecek ve işbirliği yapmayı ikinci plana atacak bir profil ortaya çıkmış.


Karar vermeye ve inisiyatif almaya yatkınlık gösteren İTİCİ GÜÇ ve ORKESTRA ŞEFİ liderlik rollerin de ortalamada sergilendiği gözlemlenmiş. Bu da aslında sistem içerisinde çalışırken bize çizilen alanın dışında çok fazla sorumluluk almak istemememize ve kendi başımıza inisiyatif almak yerine üstlerimize danışarak ilerlemek istememize yol açmış.



Kişilerin bireysel değerlendirmelerinin yanında objektifliği sağlamak için kişilerin birlikte çalıştığı (ast, üst, çalışma arkadaşı) en az 4 kişiden de gözlemci değerlendirmesi yapmasını istedik.


Gözlemcilerin en fazla işaretlediği olumlu ifadeler:

  1. Doğru ve dikkatli çalışır

  2. Çalışkan ve gayretlidir

  3. Güvenilirdir

  4. Bilgiyi analiz eder

  5. Yardımseverdir

  6. Özgüvenli ve rahattır

  7. Disiplinli çalışır

  8. Sosyal ortamlardan hoşlanır, dışa dönüktür

  9. Sistemli çalışır

  10. Kararlara katılım sağlar

Gözlemcilerin en fazla işaretlediği olumsuz ifadeler:

  1. Kendi alanına girilmesini istemez

  2. Başarısızlıktan korkar

  3. Şüpheci davranır

  4. Israrcı, zorlayıcı bir yaklaşıma sahiptir

  5. Sabırsız aceleci davranır

  6. Çabuk kırılır, hassastır

  7. Esnek değildir, izlediği yolu değiştirmek istemez

  8. Gereksiz ayrıntılar için sorun yaratır

  9. Karar vermekte zorlanır

Tüm bu verileri göz önünde bulundurduğumuzda işleri hatasız ve eksiksiz yapmaya son derece önem veren, ancak hata yapmaktan korktuğu için inisiyatif almakta zorlanan, iş odaklı, disiplinli, aynı zamanda iş dışında da sosyalleşmeye önem veren bir çalışan grubuna sahibiz. 

Ancak yeniliklere açık olmakta ve kendi organizasyonumuzun dışındaki yerlerdeki uygulamaları gözlemleyip, farklı bakış açıları geliştirmekte zorlandığımız ortaya çıkmış. Bu durum da Türkiye’de dünyaya öncü olacak yeniliklerin geliştirilme aşamasında ve risk almamızı gerektirecek girişimcilik konularında tıkanıklık yaşayacağımıza işaret etmektedir.


Birçok uluslararası şirketin, Türkiye’deki fabrikalarındaki beyaz yaka çalışanlarının da bulunduğu Belbin envanter sonuçları aslında bize genellikle innovasyon ve yeniliğin yurtdışında geliştirilip, bize daha çok geliştirilen sistemin hatasız bir şekilde uygulanma aşamasında  ihtiyaç duyulduğunu da gözler önüne seriyor.


Yöneticilere düşen en büyük görevlerden bir tanesi de kişilerin fikirlerini almaya açık demokrat bir sistem geliştirmeleri, yenilikçi fikirleri teşvik etmeleri ve kişilere daha fazla sorumluluk delege ederek kendi başlarına inisiyatif almalarını ve hatalarından öğrenerek kendilerini geliştirmelerini sağlamak olacaktır.

bottom of page