Sierra Danışmanlık olarak Türkiye Temsilciliğini yaptığımız Belbin Davranış Modeli ile Türkiye’deki orta ve büyük ölçekli şirketlerde çalışan farklı kademe pozisyonlardaki 2000’nin üzerindeki beyaz yaka çalışanının davranış özelliklerini çıkarttık.
Elde ettiğimiz envanter sonuçlarını toplu olarak Takım raporunda değerlendirdiğimizde kişiler sergilemeyi tercih ettikleri davranış şekillerini tanımlarken kendilerini öncelikli olarak Girişken, Mükemmeliyetçi ve İtici Güç olarak tanımlamışlar.
Buna göre dışa dönük, sosyalliğe son derece önem veren, farklı insanlarla ilişki kurmakta başarılı, ikna etmekten hoşlanan, iletişimi yüksek bir profil ortaya çıkıyor. Bunun yanı sıra hata yapmaktan korkan belki bundan dolayı da sorumluluk almakta bir miktar çekimser kalacak, detaycı ve işler istenildiği gibi gitmezse telaşa kapılacak ve koordinasyonu sağlamakta zorlanacak bir çalışan profili de ortaya çıkıyor.
Yöneticilik özellikleri göz önünde bulundurulduğunda daha çok baskın bir yaklaşım sergileyecek, kişileri hedefler yönünde motive ederken kontrolü elinden bırakmak istemeyecek bir lidere ihtiyaç duyulduğuna işaret ediyor. Avrupa ve Amerika gibi gelişmiş ülkelerde daha fazla tercih edilen, doğru işi, doğru kişiye delege ettikten sonra kişilere bağımsız çalışma alanı tanıyan daha demokrat bir liderlik özelliği olan Orkestra Şefi tarzı bir lider ise en son tercih edilen davranış özelliği olarak seçilmiş. Bu sonuçlar gösteriyor ki daha çok ne yapılması gerektiğini net bir şekilde tanımlayacak ve disiplini elden bırakmayacak yöneticilere ihtiyaç duyuyoruz.
Çalışanlar olarak ise kendi başımıza çalışmaktan ziyade bir takım içerisinde olmak ve yöneticiler tarafından motive edilmek istiyoruz. Bunun yanı sıra kişilerin sosyal ve iletişime açık bir yaklaşıma sahip olmaları işlerin biraz da arkadaşlık ilişkileri üzerinden yürüdüğünü, sosyal olarak da iş dışında görüşmenin iş ilişkilerini olumlu yönde etkilediğini gösteriyor.
Ülkemizin liderlik kültüründe de bolca bulunan kendi fikirleri konusunda ısrarcı olmak ve baskın bir şekilde kendini ön plana çıkarmak göze çarpan bir özellik olarak değerlendirilirken, daha çok uyum ve işbirliğini destekleyen ve arka planda kalmaktan hoşlanan Takım Oyuncusu özelliği ise en son sıralarda değerlendirilmiş. Bu da aslında sosyal iletişimi güçlü olmayan ve kendisini baskın bir şekilde ortaya koyamayan kişilerin kendi farklı yeteneklerini ortaya çıkaracakları ortamı bulmakta zorlanacaklarını gösteriyor.
Belbin’de kişinin yalnızca kendi değerlendirmelerini baz almayarak aynı zamanda kişilerin beraber çalıştıkları ast, üst ve aynı seviyedeki takım arkadaşlarından oluşan değerlendiricilerden gözlemci verileri topladık.
Gözlemcilerin bizimle ilgili görüşlerini kendi kişisel değerlendirmemizle karşılaştırdığımızda farklı sonuçlara ulaştık. Sonuçlardaki en fazla göze çarpan özellik kişilerin kendilerini Uygulamacı olarak yani sistem kuran, planlamaya önem veren, disiplinli bir çalışan olarak görürken, gözlemcilerin bu özelliği en arka sırada değerlendirmeleridir. Ancak buna karşılık gözlemcilerin en göze çarpan özellik olarak değerlendirdiği sosyal bir rol olan Girişken rolü de kişilerin kendilerini değerlendirmesinde sonlarda yer almıştır.
Bu sonuçlar da gösteriyor ki her ne kadar sosyal ve iletişimi güçlü özellikler sergilesek de daha çok kendimizi disiplinli bir çalışan, planlı, programlı ve sistem kuran bir kimse olarak tanıtmak istiyoruz.
Genel olarak baktığımızda da bu özellikleri daha çok Kuzey Avrupa ülkelerinde yaşayan kişiler gösteriyor. Disiplinli ve sistematik çalışırken sosyal ilişkiler kurmak ve baskın bir liderlik özelliği sergilemek konusunda daha arka planda kalmayı tercih ediyorlar.
Türkiye gibi duyguları ile hareket etmeyi tercih eden Akdeniz ülkelerinde ise mantıklı yargılara vararak, sistemli bir şekilde işleri tamamlamak yerine biraz daha baskın, ani tepkilerde bulunabilen ve yöneticileri ve takım arkadaşları ile kurduğu iletişim ölçüsünde potansiyelini ortaya çıkaran bir çalışan profili ortaya çıkıyor.
Comments